Gezelim Bilelim

Budapeşte Gezilecek Yerler Rehberi





Orta Avrupa’nın Osmanlı egemenliğinde 150yıl yaşamış Macar İncisi Budapeşte, gelin beraber inceleyelim…

Budapeşte’deki binaların çoğu bakımsız. Şehirin banliyölerinde komünizm döneminde yapılmış büyük ve çirkin toplu konutlar bulunuyor. Hepimizin bildiği gibi Macaristan 150 yıl kadar Türk Hakimiyetinde kalmış. Fakat Türk yapıların hemen hemen hepsi tahrip edilmiş veya yok olmuş. Bugün Sokullu’nun yaptırdığı Kiray Hamamı dışında herhangi bir sivil Türk mimarisi eseri kalmamış. Rehberimizin anlattığına göre burada 30’un üzerinde cami varmış fakat günümüzde bu camilere ne olduğu merak konusu.

Budapeşte’de gezilecek yerlere bakacak olursak en önemli duraklardan biri Kahramanlar Meydanı olacaktır. Bu ismi almasının sebebi en önemli Macar Krallarının heykelleri bu meydanda yer almakta. Krallardan başlıcaları; Arpad (Orta Asya’dan göç eden Macarların lideri),  İstivan  (Macarların Hristiyanlığa geçmesine önayak olan Kral), Yanoş  (hepimizin bildiği Türklerle yapılan savaşlarla ünlü “Türk Döven” olarak da bilinen kral) ve niceleri.

Bu meydan çok farklı anılara ev sahipliği yapmış, 1800’lü yılların sonunda Macarların bölgeye gelişinin 1000. Yılı (1896) sebebiyle geniş çaplı bir etkinlik tertip edilmiş.

Ayrıca 1956’da anti-kominizm ayaklanması da burada başlamış, bu sebeple hayatını kaybeden 20.000 kişinin anısına meydanın ortasına bir tabut yerleştirilmiş temsili olarak.

krallar meydanı

Krallar Meydanı

Meydandan sonraki durağımız Kanuni Sultan Süleyman’ın Budapeşte’yi fethinden sonra ilk namazını kıldığı Mathias(Matyaş) Kilisesi, tabiki fetihten sonra tekrar kiliseye döndürülmüş. Burası da şu an kilise olarak gezilebiliyor, hemen yakınında Balıkçılar burcu da görülmeye deyecek yerlerden biri.

matthias kilisesi

Matthias

II. Dunya savaşı sırasında aynı safta yer aldıkları Ruslar’ın yardımıyla Nazi işgalinden kurtulan Macarların bu olay anısına Citadella tepesindeki ünlü Hürriyet Heykeli’de bu tepede görülebilir.

özgürlük heykeli, hürriyet heykeli

Özgürlük Heykeli

Hemen yolun devamında aşağıda Gellert Anıtı yer almakta, Gellert buraya gelen ilk misyoner olarak biliniyor ve Hristiyanlığı yaymaktaki çabalarında başarılı olup Kral İstvan’ı da ikna ettikten sonra Şamanistler tarafından çivili fıçı ile bu tepeden denize atılıp hüzünlü bir sona erişmiş.

gallert

Gallert Heykeli





Budapeşte’ye gidilince yapılması gereken yegane aktivitelerin başında Tuna Nehri’nde tekne turu olacaktır. Özellikle güneşin batışını izlemek için akşam saatlerinde yapılacak bir tur size kendi içinizdeki huzuru bulma şansını yakalatacaktır. Bir çok farklı şirkete ait tekne turları var, bunlardan Türkçe anlatım hizmeti bir tek Legendary isimli firmanın tekneklerinde mevcut.
Nehir’de gezimizi sürdürürken gece ışıltısıyla dikkat çeken en önemli yapılardan birisi parlamento binası, mutlaka resim çekmenizi öneririm.Hatta bu binanın bir özelliği de, çalışanların iş gücünü arttırmak için tasarlanan yaz-kış sıcaklığı 20 derecede stabil tutacak bir malzemeden yapılması. Tıpkı Venedikte olduğu gibi buradaki nehrin üzerinden de bir çok köprü geçmekte, rehberinizi de size bahsedeceği gibi Zincirli Köprü ve Erszebet köprüleri en görkemlileri. Ershebet köprüsü de Sisi lakaplı Avusturya Kraliçesi adına inşa edilmiş.

erszebet

Erszebet Köprüsü

Genel hatlarıyla özetleyecek olursak, Budapeşte küçük ve sakin bir şehir. Tıpkı diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi su bulmak oldukça zor. Biliyorsunuz Avrupa’da gazlı su yoğun olarak kullanılmakta fakat bizim damak tadımıza çok fazla uyduğu söylenemez.
Budapeşte’de göze çarpanlar: Budapeşte nispeten küçük ve sakin bir şehir. Alıştığımız lezzette “su” bulmak en büyük sorun. Gulaş çorbası milli çorbaları diyebiliriz. İçmedim ama içenlere göre sebze ve et karışımı bir çorba imiş. İlk kez tattığım ceylan eti çorbası için idare eder diyebilirim. Şehir genel olarak düzenli, geniş cadde ve meydanları mevcut. Andrassy Bulvarı alışveriş için en gözde mekan.

Şehrin dış taraflarına çıktığımızda Osmanlı’nın kuzeydeki son sınır kalesi olan ünlü Estergon kalesine ulaşıyoruz. Tuna Nehri’nin karşı kıyısında Slovakya bulunuyor ve Estergon Kalesi’de iki ülkeye olan manzarasıyla adeta göz kamaştırıyor. Fakat ne yazıktir ki bir çok eser gibi bu kaleden de bugün çok fazla bir kalıntı kalmamış. Kalenin hemen yanı başında 19yy sonlarında yapılmış oldukça hoş mimarili bir kilise bulunuyor. Burada anlatılan ilginç birbaşka hikaye ise, Slovakya kızlarının güzelliğine bakan Osmanlı askerlerinin göğüslerine vurup iç geçirmelerinden ötürü “Ciğerdelen” olarak kinayeli bir isim koymuşlar Slovakya’ya.

Estergon Kalesi

Otobüs yolculuğumuz sırasında Viyana’ya doğru giderken bir başka ilginç tatil beldesi olan Sentendre’ye de uğramayı ihmal etmedik.
Bu belde oldukça küçük fakat çok farklı bir atmosfere sahip. Trafiğe kapalı sokakları, ufak ve sevimli kafeteryaları ile çok kısa panaromik bir tur atabileceğiniz, köy tadında bir yer.

Budapeşte’de Ne Yenir?

Özellikle gulaş çorbası milli çorbaları diyebiliriz. İçeriğinde sebze ve et bulunmakta ve oldukça lezzetli. Çorba kültürü Budapeşte’de oldukça çeşitli. Ceylan eti çorbasını da farklı damak tadlarına hitap eden ve denenmesi gereken bir lezzet olarak sizlere önerebilirim.

Budapeşte’de Alışveriş?


Şehir genel olarak düzenli, küçük bir şehir olsa da caddeler ve sokaklar oldukça geniş, ve bir çok meydan mevcut. Andrassy Bulvarı alışveriş için oldukça yeterli. Bir çok ünlü mağaza ve ara sokaklarda da Macaristan’a özgü yerli markalar bulunabiliyor.





Budapeşte Turist Haritası

budapeşte turistik hariya

Bu Yazıyı Paylaş: Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on LinkedIn
Linkedin