Gezelim Bilelim

Malmö Gezilecek Yerler Rehberi – İsveç

İsveç’in en büyük kentlerinden biri olan Malmö’ye malesef Türkiye’den direkt uçuş bulunmuyor. Ülkemizden Malmö’ye ulaşmanın 2 yolu var. Birinci ve kolay yolu Kopenhag’a uçup oradan geçmek, ikincisi ise Stockholm’e uçup oradan geçmek.

3 günlük Kopenhag ziyaretimin 1 tam gününü Malmö’ye ayırıp bu güzel ülkeyi ve bugüzel şehiri de görmek istedim. Kopenhag’dan Malmö’ye nasıl gidilir öncelikle size bu konuda bilgi vermek isterim.

Öncelikle internette yazanların aksine, Kopenhag Merkezi Tren Garı’ndan Malmö’ye direkt olarak tren seferi bulunmuyor. Eğer Kopenhag merkezde kalıyorsanız, öncelikle Merkezi Tren Garı(København H)’na gidip, oradan havaalnı trenine binmeniz gerekiyor (5 numaralı peron). Kopenhag şehrinde tren ile yolculuk oldukça gelişmiş düzeyde fakat anlaması biraz güç geldi diğer Avrupa ülkelerine göre. Şöyle ki Kopenhag Metro – Tren hattı gideceğiniz yere olan uzaklığa göre fiyat açısından farklılık gösteriyor. Şehir “Zone”’lara ayrılmış, minimum 2 Zone kapsayacak şekilde bilet alabiliyorsunuz ve 1 zone fiyatı 12 DKK , bu da sizin yapacağınız minimum yolculuğun 24 DKK olmasını sağlıyor. Havaalanından – Kobenhavn H ve tam tersi istikamette yapacağınız bir yolculuğun size maliyeti 24 DKK. Tüm ihtiyacınız olan biletleri, bilet makinalarından alabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken husus, Malmö biletleri ayrı makinalardan, şehir içi biletleri ayrı makinalardan alınıyor.

Kopenhag Hava Alanı’na ulaştıktan sonra ise, merdivenlerden çıktıktan sonra zaten hemen Malmö Peronunu göreceksiniz, ineceğiniz peron ile yan yanalar. Malmö gidiş dönüş bilet fiyatı kişi başı 220 DKK. Yolculuk yaklaşık 22 dk sürüyor fakat ünlü köprüyü geçip, İsveç sınırlarına girdikten sonra, İsveçli bayan polisler bir müddet sizi durduruyorlar pasaport-vize kontrolü yapıyorlar trenin içinde dolaşarak. Pasaport kontrolünü İsveç’teki ilk durakta yapıyorlar, unutmayın sizin Malmö şehir merkezine gitmek için ineceğiniz durak “Malmö C” durağı, daha öncesinde inmeyin. Bu arada trenlerde elektrik prizi var, telefonlarınızı şarj etmeyi ihmal etmeyin.

Aslına bakarsanız şehire 1 tam gün ayırmak eğer hızlı hareket eden biriyseniz biraz fazla, şehir yarım günde tüm gezilecek tarihi noktaları gezilerek tamamlanabiliyor.

malmo istasyon

Evet eğlenceli bir yolculuktan sonra Malmö’ye ulaştık. Malmö Merkez İstasyonu’ndan çıkıktan sonra hemen köprüyü geçiyorsunuz ve Malmö’nün tarihi şehir merkezine giriş yapıyorsunuz. Karşınıza çıkan bu meydan ünlü Stroget Meydanı.

Stroget Meydanı





Bu meydanda bolca fotoğraf çekebilirsiniz, oldukça güzel bir meydan. Zaten başka böyle büyük bir meydan daha göremeyeceksiniz Malmö’de o yüzden tadını çıkarın.

Malmö’nün tüm ünlü mağazaları ve hayatı Stroget meydanını kesen ünlü Södergatan’da devam ediyor. İlk olarak bu caddeyi baştan sona yürümenizi öneririm.

Sodergatan

Gezi rotanız için size şöyle bir tavsiye verebilirim: Stroget’i başlangıç ve bitiş noktası olarak kabul edip, Södergatan caddesini cadde bitip Triangeltorget meydanında 2 ye ayrılana kadar yürüyün. Bu yol yaklaşık 1 km kadar sürecek ve meydana ulaştıktan sonra burada Triangeln alışveriş merkezi bulunmakta, isterseniz buradan alışveriş yapabilir ve sonrasında, geldiğiniz caddenin hemen paralelinde yer alan, Davidshallsgatan caddesinden devam ederek başlangıç noktamıza geri dönebilirsiniz. Başlangıç noktanıza geri dönerken DavidsHall adı verilen Malmö’nün bir başka semtinden geçeceksiniz, burada da değişik yerler ve yapılar görebilirsiniz.

Stroget Meydanı’na döndükten sonra, Malmö’nün asıl ün yapmış ve geceleri bile ateş yakılarak çok renkli partilere ev sahipliği yapan, Hollywood filmlerinden fırlamış küçük semti Lilla Torg’a geçmenizi ve burada bulunan ve meydana bakan herhangi bir cafede yorgunluk atmanızı öneririm.

lilla torg

Yorgunluğunuzu biraz olsun attıysanız, Carolikvarteren adı verilen bölgede yer alan 1907 yılında yapılmış olan Sankt Petri Kilisesi Malmö’de görülmeye değer yerlerin arasında. Eğer daha önce Avrupa’da başka ülkeleri gezdiyseniz, Danimarka ve İsveç’teki kiliselerin içi sizi çok etkilemeyecek, oldukça sade ve gösterişten uzak kiliseler.

sankt petri

Bu kiliseyi de gördükten şehrin sokaklarında biraz gezip, şehri keşfetmenizi öneririm. Zira belli bir yerden sonra hep aynı noktalara çıkacaksınız. Magnetler ve hediyelik eşyalar oldukça pahalı. Fakat parasının değeri Danimarka Kronu’na göre biraz daha ucuz olduğu için bazı kalemlerde uygun kalabiliyor.

Şimdi sıra geldi Malmö’nün benim için en güzel durağı Malmö Kalesi’ne. Kesinlikle Malmö Kalesi saatlerce oturup vakit geçirebileceğiniz, kitap okuyabileceğiniz, bisiklete binebileceğiniz, spor yapabileceğiniz enfes doğaya sahip parkların arasına kurulmuş bir kale.

Aslında Kale’nin çok bir özelliği yok fakat etrafındaki park tam bir doğa harikası, parkın adı Kungsparken. Yapay gölleri ve enfes yeşilliği ile tam bir doğa harikası, gerçekten buradan çıkmak istemedim ve keşke bu parklardan ülkemizde de olsaydı…

kungsparken





Bu parkın içinde çok sayıda fıskiye, çok sayıda sanatsal yapı görebilirsiniz. Parkın içinden devam ettikten sonra, Malmö Kalesi’ne ulaşıyorsunuz.

16. Yüzyıl’da son halini alan Malmö Kalesi dıştan oldukça değişik ve güzel oluyor, etrafı sularla çevrili olduğu için size çok güzel fotoğraflar çekme fırsatı veriyor. Fotoğraflarınız çektikten sonra güzel ve şirin bir köprüden geçerek kale bölgesi içine giriyorsunuz. Kalenin içinde bir müze bulunuyor bu müzede, Kale’nin yapıldığı dönemde kullanılan eşyalar ve çeşitli değişik figürler sergileniyor, bu müzeyi gezmenin ücreti 40 SEK. Bence çok gezmeye değecek bir müze değil fakat gitmişken burayı da görürüm diyorsanız görebilirsiniz.

malmo kalesi

Kale ile ilgili asıl bilmeniz gereken, belki de bugüne kadar hiçbir yerde görmediğiniz enfes bir hayvanat bahçesi olması. Evet kalenin için bir hayvanat bahçesi var, bu hayvanat bahçesi ile ilgili bilgi herhangi bir yerde yazmıyor ben de tesadüfen keşfettim. Kale’ye girdikten sonra, soldan devam edip hediyelik eşya bölümünün içinden geçiyor ve aşağı kata iniyorsunuz, buradan karanlık bir yere giriyorsunuz ve kendinizi, camekanlar ile ayrılmış enfes bir hayvanat bahçesinin içinde buluyorsunuz.

Bu hayvanat bahçesi kapalı bir alanda cam fanuslardan oluşan son teknoloji ile kurulmuş ve envayi çeşit tropikal hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi. Daha önce hiç görmediğim hayvanları yakından görüp fotoğraflama şansını elde ettim. En güzel tarafı da ücretsiz olması. Sadece bu hayvanat bahçesine en az 1 saatinizi ayıracağınızdan emin olabilirsiniz, kendinizi buna göre hazırlayın.

Hayvanat Bahçesi’nde çektiğim fotoğraflardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum, tüm fotoğraflar bizzat tarafımdan çekilmiştir. Fotoğrafları çekerken adeta National Geographic dergisinin içinde hissettim kendimi.

malmo hayvanat bahcesi yılan

malmo kurbaga kale

Kale’de hayvanat bahçemizi de gezdikten sonra, Malmö’nün görülecek önemli noktalarından biri olan Turning Torso’ya geldi sıra son olarak. Malmö kalesinin üst tarafında yer alan, yaklaşık 800 metre uzakta deniz kenarında yer alan ve şehrin hemen hemen her yerinden görülebilen meşhur Turning Torso’ya gidiyoruz.

Santiago Calatrava tarafından 2005 yılında yapılmış bu modern bina adı üstünde burkulmuş efekti verilen bir gökdelen, 54 kattan oluşan bu bina 190 metre uzunluğunda, hatta açık havalardan Kopenhag’dan bile görülebiliyor.

turning torso

Son gezi noktamızı da bitirdikten sonra, Malmö’ye veda etmek için Merkez Tren İstasyonu’na doğru yola koyuluyoruz.

Özetleyecek olursak, sizlere önerim şehri sakın ola gondollarla kanallardan gezmeyin, tamamen bir para tuzağı. Zaten oldukça küçük bir şehir, sağlığınız el veriyorsa dinlene dinlene tüm şehiri yarım günde görebilirsiniz. Mutlaka ve mutlaka Malmö Kalesi’ne uğrayın, hatta kale etrafındaki bahçelerde elma ağaçları var, buradan elma koparıp bu lezzetli ve hormonsuz elmaları yemyeşil bir doğa içinde bankta oturarak yiyebilirsiniz.

Arkadaşlarınız veya işiniz yoksa, burada kalmak yerine Kopenhag’da kalmayı tercih edin, zira 1 günden sonra emin olun Malmö’de sıkılacaksınız. Ama Kopenhag’a gelmişken mutlaka görülmesi gereken bir yer Malmö. Şimdiden size iyi gezmeler dilerim…





Bu Yazıyı Paylaş: Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on LinkedIn
Linkedin