Gezelim Bilelim

Venedik Gezilecek Yerler Rehberi




118 Adet adacık üzerine kurulan bir ticaret şehri Venedik… Konum itibariyle, bir kısmı kara bir kısmı ada olması sebebiyle, tarihte ticarete yön veren bir şehir olmuş Venedik. Türklerden ve Osmanlı İmparatorluğundan ticaret adına çok şey öğrenmişler. Türklere duydukları saygı ve korku onlara türlü türlü oyunlar yaptırmış, bununla ilgili ayrıntıları yazının ilerleyen kısımlarında inceleyeceğiz.

Söylediğimiz gibi, Venedik, sadece adadan ibaret bir şehir değil, aksine daha büyük bir kısmı anakaraya bağlı bir şehir. Anakara ve adanın bağlantısı, hem raylı sistem hemde tekerlekli taşıt sistemine müsait bir köprüyle tamamlanmış. Bunun dışında ufak dolmuşlar tarzında Tranchetto adı verilen ufak deniz otobüsü seferleri ile de tarihi adaya ulaşmak mümkün.

Benim seçimim Tranchetto idi. Adaya ayak basar basmaz çok değişik hislere kapılıyor insan, gerek konum, gerek yapı itibariyle okadar ilginç bir şehir ki, insan gerçekten hayretler içinde kalıyor. Tranchettodan indikten sonra kalabalığı takip ederseniz, ufak pazar tarzı standların olduğu bir bölgeden geçiyorsunuz. Buradan uygun fiyata venedik ile ilgili hediyelik eşyalar temin edebilirsiniz.

Zira unutmamanız gereken en önemli nokta, Venedik diğer İtalya şehirlerine göre oldukça pahalı. Bunun sebebi de, adanın sular arasında olmasından ötürü ulaşımın zorluğu ve gelen malzemelerin çoğunluğunun deniz yoluyla geliyor olması. Bundan dolayı, Venedik’ten satın alacağınız eşyaların sadece Venedik’e özgü olmasına dikkat edin. Özellikle tekstilden veyahut diğer ihtiyaçlarla ilgili alışverişten kaçının.Ufak pazarı geçtikten sonra asıl tarihi şehir merkezine ulaşıyoruz. Burada ilk dikkatimi çeken, denize çakılı kazıkların üstüne çizilen figürleri oldu.

venedik

Venedik’te yol tarifi alma gibi bir şansınız yok. Okadar çok ara sokak var ki kimi zaman elinizdeki harita bile size yardımcı olamayacak ve kalbinizin götürdüğü yere giderek yolunuzu bulmaya çalışacaksınız. Venedik’in toprağının yumuşak olması sebebiyle, yüksek yapıların çoğu tıpkı Pisa’daki Pisa Kulesi gibi yan yatmaktadır, Venedik’e girdiğinizde kulelerin çoğunun eğri olduğunu göreceksiniz. İlk ziyaret edilmesi gereken bölge San Marco (St. Mark) Meydanı. Asıl başlıca görülmesi göreken tarih burada gizli, hatta arkadaşlarınızla veya ekibinizle buluşma noktanızı San Marco meydanı olarak belirlemenizi öneririm. Kimse sorsanız gösterecektir, bundan da ziyade, binaların üzerindeki tüm oklar sizi bu meydana yönlendirecektir. Muhtemelen çok kaybolma vakaları yaşayıp böyle bir çare bulmuşlar kendilerine.

Meydana ulaştığınızda, lüks cafeler ve ünlü markalar sizi karşılayacak. Buralarda en azından bir kahve içip Venedik’i yaşamanızı öneririm. Daha sonra meydanda ilginizi çekebilecek en önemli yapılar, Dükler sarayı ve San Marco Bazilikasıdır. Meydan ayrıca güvercinleri ile de ünlüdür, bu güvercinler Kıbrıslı tüccarlar tarafından şehire hediye edilmiş ve günümüze kadar çoğalarak hayatlarını idame etmişlerdir. Bu kuşlar uçmayı pek sevmiyor olsalar gerek ki gördüğümde hep yürüyorlardı hatta gelip elimden poğaça yemişlikleri de vardır…

San Marco Bazilikası tam bir bizans mimarisi ürünü, kubbeleri, sanat eserleri, çan kulesi ve iç dizaynı ile… Venedik Şehri’nin Türkler ile kesişen okadar çok noktası var ki, en çok bilinen hikayelerden biri de İstanbul Sultanahmet Meydanı’ndan çalınan atlar San Marco Bazilikası’nın üstünde konuşlanmıştır ve halen oradalardır. Bu bazilikaya da tıpkı Vatikan’da olduğu gibi dizin üstünde şortlarla, omzu açık elbiselerle girmek yasak. Orta halli bir ücret karşılığında haftanın her günü ziyarete açık. Kesinlikle Venedik’e gitmişken gezilip görülmeye değer.

Bir rivayete göre; havarilerden Aziz Marcos’un kemikleri de burada gömülü vaziyettedir. Bazilkanın sütunlarında yer alan sarıklı Osmanlı tasviri hakkında da çeşitli söylentiler mevcut. Bir söylentiye göre Aziz Marcos’un naaşı müslüman gümrükçülerden saklanabilmek adına, çok fazla bakmadıkları domuz etlerinin arasına saklanarak şehire sokulmuş, sütunlardaki resim bunu anlatmakta. Diğer söylenti ise, haraç kesmeye gelen Osmanlı görevlilerinden paralarını saklamaya çalışan Venedikliler, çareyi paraları domuzların çamurlarına saklamakta bulur, yinede bu hileyi anlayan Osmanlılar, Venediklilerin kafalarını keserler. Hangisi gerçek bilemiyorum ama, kesinlikle domuzlarla ilgili bir hikaye olduğunu söyleyebilriim…

kilise





Yine aynı meydanda bazilika ile bitişik vaziyette olan Dükler Sarayı (Piazza Ducale) dikkatini çekecek. Dikkatinizi çekmekten öte sizi kendisine hayran bırakacak. Burası tarihte şehirin uzun seneler merkezliğini yapmış. Devasa odaları mevcut ve genelde günümüzde sergi olarak kullanılan bölümleri var. İçeriye giriş biraz pahalı diyebilirim, gezilecek birçok bölümü mevcut fakat burası da kesinlikle gezilmeye değer. Özet olarak bu saray, düklerin yaşayışlarını, sanata olan meraklarını ve günlük hayatlarını sizlere anlatmak üzerine kurulu.

venedik,italya,venezia,osmanlı,kilise

IMG 0210

Dükler Sarayı’nın bitişiğinde Venedik’in en yüksek yapısı olan çan kulesini göreceksiniz. Malesef bu çan kulesi orjinal değil. Kule zamanında sürekli sallanıyormuş ve Venedik halkı kulenin yıkılacağını düşünüyorlar ve kulenin etrafında dolaşmıyorlarmış. Korktukları senaryo 1902’de başlarına gelmiş ve kule San Marco Meydanı’nın üzerine yıkılmış. Bunun üzerine hemen birebir olarak aynısını inşa etmişler ve bu kule halen ayakta, üst katına asansörler yardımıyla çıkılıp Venedik’in eşsiz manzarasını izlemek mümkün olabiliyor.

venedik,venezia,italy,kule,broke down

Venedik’in kanallar şehri olmasından ötürü birçok köprüsü mevcut. Bu köprülerin en önemlisi ve ilginç olanı Ahlar Köprüsüdür. Bu köprünün özelliği, yanlızca azılı ve idama mahkum suçlular bu köprüden geçirilirlermiş. Sorgu odalarını, Venedik’in ünlü hapishanesine bağlar. İdam mahkumları sorgu odasından çıktıktan sonra Venedik’in eşsiz manzarasını kısmen en son buradan görürler ve Venedik’e son bir kere bakarlar. Baktıkları manzaradan da çok birşey göremezler çünkü çok kalın betonlarla ızgaraları kapanmış pencereleri mevcut bu köprünün. Malesef ben gittiğimde köprü restorasyondaydı bundan dolayı paylaşacağım fotoğrafta sponsor olan Monte Paschi Siena Bankası’nın reklamları mevcut olacak.

Ponte dei Sospiri

Hapishane demişken, bu hapishaneden hiç kimse kaçamadığı için çok ünlüymüş, hatta çok nemli olmasından ötürü buraya gelen mahkumlar kısa bir süre sonra hastalıktan ölüyorlarmış. Öleceklerini bildikleri için Ahlar Köprüsü’nden geçerken idam mahkumu olmasalar bile Venedik manzarasına son bir kez iç çekerek bakıyorlarmış. Yine bir rivayete göre Kazanova buradan kaçmayı başarmış. Şöyle ki yakışıklılığı ve zamparalığıyla ünlü Kazanova, düklerden birinin eşini kendine aşık edip, onun yardımıyla hapishaneden kaçmış, ve söylenen odur ki, o tarihten sonra hapishane kapanmış ve bir daha hapishane olarak hizmet vermemiş…

Bir diğer köprü ise ünlü Rialto Köprüsü. Döneminin büyük savaş gemilerinin altından geçebileceği yükseklikte inşa edilen Rialto Köprüsü, şu an birbirinden ilginç mağazalar ile süslü.

venedik,osmanlı,rialto,köprü,italy,venezia

Venedik deyince akıllara gondolla kanal gezileri gelir. Bu kanal gezilerinden birine katılmak istiyorsanız gondol bulabileceğiniz adreslerden biri Rialto Köprüsü çevresidir. Burada siyah beyaz enine çizgili t-shirtlü gondolcularla pazarlığınızı edip, fiyatınıza bir de şampanya dahil edip unutulmaz bir gondol yolculuğuna çıkabilirsiniz.

Venedik’te birçok kilise bulunmakta, ve malesef bunların çoğuna giriş ücretli. San Marco Meydanı’ndaki fahiş fiyaltı girişlerden sonra bu kiliseler aldatıcı derece ucuz olabileceklerdir. Benim fikrimi soracak olursanız San Marco Kilisesi dışında herhangi bir kiliseye fazladan ücret ödeyip girmeyin, çünkü İtalya seferiniz boyunca buradaki kiliselerden çok daha iyilerine ücret ödemeden gireceksiniz. Emin olun ben burdakilere de girdim hatta sayfanın alt kısmındaki resim galerisinde de görebilirsiniz ki, emin olun görülmeye deyecek herhangi birşey yok.

Venedik’in bir diğer ünlü olduğu konu ise, cam işleri. Aslında tam olarak Venedik merkezi değil Murano ve Burano adaları, cam işçiliğinin halen el emeği ile yapıldığı ve çok kıymetli eserlerin ortaya çıktığı adalar. Eğer Venedik’te yeterli vaktiniz var ise kesinlikle bu adalara düzenlenen turlara katılmanızı öneririm. Yarım saatte bir bu adalara periyodik turlar düzenlenmekte ve Venedik’ten çok daha uygun fiyatlara cam işlerine kendi ustalarının dükkanlarından sahip olmak mümkün olabilmekte. Dolaştıkça göreceksiniz Venedik’te cam ürünleri oldukça pahalı, özellikle boyut büyüdükçe fiyatlar katlanarak artıyor.

Venedik’te gezerken dikkatinizi sadece maske satan dükkanlar çekecek. Bunun sebebi her sene şubat ayında burada maske karnavalı düzenlenmekte ve dünyanın birçok ülkesinden sayısız turist gelmekte. 5€’dan tutun 2000€’ya kadar değişen fiyat aralıklarında maskeler dükkanların vitrinlerini süslüyor. Hatta çoğu dükkan vitrinlerinin fotoğraflarını çekmenize bile izin vermeyecektir ki ben çekmeyi başardım.

venedik,maske,karnaval





Bu maske karnavalının hikayesi; zamanında zengin halk ve düşük gelirli halk arasında uçurum tırmanmakta ve zenginler, bu yozlaşmanın önüne geçebilmek ve tanınmamak için maske takarak sokaklara çıkarlarmış. Bu gelenek zamanla karnavala ve turist avına dönüşmüş diyebiliriz.

Ayrıca eğer adanın diğer uzak taraflarına yolunuz düşecek olursa, Venedik’in en eski saraylarından Fondaco dei Turchi’yi görebilirsiniz. Bu sarayın ismi, zamanında Türk tüccarların burayı ticaret merkezi olarak kullanmalarından geliyor, ve gel zaman git zaman Türkler buraya bir de hamam ve cami inşa ediyorlar. Genel olarak Venedik’te olduğu gibi burası da Bizans mimarisini tam olarak temsil ediyor kubbeleri ve sütunları ile.Şu an bu yapı Venedik Doğa Tarih Müzesi olarak kullanılmakta.

Venedik’te herşeyde olduğu gibi yiyecek-içecekte de fiyatlar oldukça pahalı. Hemen hemen her restaurant’ın önünde menüleri dışarda sunuluyor fakat menüleri dikkatlice incelemenizi öneririm,çünkü servis ücretinden  tutun da masa ücretine kadar birçok ekstra ücreti bir anda hesabınıza dahil olmuş vaziyette görebilirsiniz. Çok iyi bir araştırma sonunucunda uygun bir restaurant bulup girdim ve afiyetle İtalya’nın ince hamurlu margarita pizzasını yedim.

Venedik konusunda bilinmesi gereken en önemli hususlardan biri de, konaklama. Eğer maddi açıdan çok serbest değilseniz kesinlikle tarihi ada kısmında kalmayın. Anakara kısmında adaya en yakın olan bölge Mestre bölgesi. Bu bölgede uygun fiyatlara konaklama yapabilir ve adaya çok rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bir diğer ve daha uygun fiyatlı olan alternatif ise  Quarto d’altino bölgesi. Bu bölge de oldukça nezih bir bölge fakat adaya biraz uzak. Ama emin olun İtalya’da ulaşım çok kolay, bahsettiğim bu bölgedeki otellerin çoğu tren istasyonuna çok yakın, trene bindiğinizde ise rahatlıkla adaya ulaşımınızı sağlayabiliyorsunuz.

Venedik için size son tavsiyem, hiç kimseye, buna rehberinizde dahil olmak üzere bağlı kalmadan. Kendi başınıza sokakları arşınlayın kendi gizli cennetlerinizi keşfedin. Kaybolmaktan sakın korkmayın çünkü yazımda da belirttiğim gibi, her yerde sizi San Marco Meydanı’na götürecek levhalar mevcut, en kötü denize ulaşıp adanın etrafını gezerek yine tranchetto duraklarınıza ulabilirsiniz.

İtalya’ya gidip Venedik’i gezmemek gerçekten kabul edilemez, bu romantik şehire birde sevdiğiniz ile gidiyorsanız emin olun ne Roma ne Floransa hiçbir şehir sizi Venedik kadar romantizme boğmayacaktır. Bir başka dikkat etmeniz gereken nokta çok yağış alan bir mevsimde Venedik’i tercih etmeyin, şehir hem kuzeyde olmasından dolayı spğuk oluyor hemde yoğun yağışta tüm sokakları su basıyor ve adeta gölün içinde yürümek zorunda kalabiliyorsunuz… Ayrıntılı resimler için sayfanın alt kısmındaki resim galerisini inceleyebilirsiniz…

Nerede Kalınır?

Eğer maddi açıdan çok serbest değilseniz kesinlikle tarihi ada kısmında kalmayın. Anakara kısmında adaya en yakın olan bölge Mestre bölgesi. Bu bölgede uygun fiyatlara konaklama yapabilir ve adaya çok rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bir diğer ve daha uygun fiyatlı olan alternatif ise  Quarto d’altino bölgesi. Bu bölge de oldukça nezih bir bölge fakat adaya biraz uzak. Ama emin olun İtalya’da ulaşım çok kolay, bahsettiğim bu bölgedeki otellerin çoğu tren istasyonuna çok yakın, trene bindiğinizde ise rahatlıkla adaya ulaşımınızı sağlayabiliyorsunuz. Zaten seyahatin amacı da yeni yerler görmekse, hiç üşenmeyin derim.

 

Peki Ya Alışveriş?

 

Alışveriş için İtalya’da tercih edeceğiniz son şehir Venedik olmalı. Gelen ürünlerin çoğu deniz ticareti ile geldiği için, şehir herşeyiyle çok pahalı. Fakat hediyelik eşya olarak yine her yerde olduğu gibi magnetler ufak maketler satın alabilirsiniz.  Ayrıca Venedik’in ünlü maskelerini sokak standlarından ucuz fiyatlara temin edebilir ve kendinize güveniyorsanız kırmadan bavulunuza yerleştirebilirsiniz.

Yine Venedik’te biraz pahalı olmakla birlikte Murano ve Burano adalarının cam ve dantel işlerini bulabilirsiniz. Tabiki Murano ve Burano adalarına gidip bu dantel ve cam işlerini üretildikleri yerlerden satın almak çok daha uygun olacaktır fakat gitmeye vaktiniz yoksa Venedik’ten de bu seçim şansınızı kullanabilirsiniz. Ama emin olun Murano ve Burano adaları da gezilip görülmeye deyecek adalar diyebilirim.

Şarap, limoncello vs. gibi ürünlerden uzak durun, İtalya’nın diğer şehirlerinde bunları çok daha ucuz fiyatlara satın alabileceksiniz hatta aynılarını freeshoplardan çok daha uygun fiyatlara elde etmeniz mümkün olacaktır.

Yiyecek – İçecek?

Venedik’te herşeyde olduğu gibi yiyecek-içecekte de fiyatlar oldukça pahalı. Hemen hemen her restaurant’ın önünde menüleri dışarda sunuluyor fakat menüleri dikkatlice incelemenizi öneririm,çünkü servis ücretinden  tutun da masa ücretine kadar birçok ekstra ücreti bir anda hesabınıza dahil olmuş vaziyette görebilirsiniz. Eğer hızlı birşeyler yemek ve restaurantlarda vakit kaybetmek istemiyorsanız Burger King size iyi bir alternatif olabilir fakat şahsen İtalya’ya gidipte Burger King’de yemeğimi yemek istemezdim.

Bu Yazıyı Paylaş: Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on LinkedIn
Linkedin